İnsan Hakları ve Hukuk
MLSA ve Diyarbakır Barosu ile Avukatlar Çalıştayı AİHM'e Başvuruların İyileştirilmesi
Zoom'da düzenlenen çalıştaya Diyarbakır Barosu'nun da aralarında bulunduğu bölge barolarına kayıtlı avukatlar yoğun katılım gösterdi. Hukukçular Levent Yalçın, Dr. Atilla Nalbant, Doç. Dr. Ümit Kılınç ve Dr. Rıza Türmen, AİHM İçtüzüğü'nün 47. maddesi ve mahkeme uygulamaları ışığında AİHM'e yapılan bireysel başvuruların kabul edilebilirliğinin nasıl artırılabileceği konusunda sunumlar yaptı ve katılımcılarla görüşlerini paylaştı.
Çalıştay, MLSA Eş-Direktörü Avukat Veysel Ok, Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren ve FNF Program Direktörü Gülçin Sinav'ın, AİHM'e yapılan başvuruların kabul edilebilirliğine ilişkin zorlukların ele alınmasında çalıştayın önemini ifade eden açılış konuşmalarıyla başladı.
MLSA Hukuk Birimi avukatlarından Merve Kurhan'ın moderatörlüğünde gerçekleşen sabah oturumunda, AİHM Yazı İşleri Müdürlüğü avukatlarından Levent Yalçın "47. Madde kapsamında geçerli bir başvuru nasıl yapılır?" konusunu ele aldı. Yalçın, başvurularda sıkça yapılan hataların altını çizdi ve başvuruların Mahkeme tarafından kabul edilemez bulunmasına yol açabilecek önemli ayrıntılara dikkat çekti. Yalçın ayrıca katılımcılardan gelen soruları da yanıtlayarak konuya açıklık getirdi.
Çalıştay, Strazburg Barosu'ndan Doç Dr. Ümit Kılınç'ın "Hukuk pratiği perspektifinden kabul edilebilirlik kriterleri" başlıklı sunumuyla devam etti. Fransa'da aktif olarak avukatlık yapan Kılınç, somut örnekler vererek Mahkeme'nin başvurularda dikkat ettiği noktaları ve ilk başvuru sırasında tetiklenebilecek mekanizmaları vurguladı. Kılınç ayrıca katılımcılarla bir soru-cevap oturumu gerçekleştirerek daha fazla bilgi ve rehberlik sağladı.
Öğleden sonraki oturumda, MLSA Hukuk Birimi avukatlarından Emine Özhasar'ın moderatörlüğünde, Av. Dr. Atilla Nalbant, "Güncel davalar ve AİHM'in işleyişi" başlıklı bir sunum yaptı. Nalbant, Mahkeme'nin genel iş yükü hakkında bilgi verdi ve Türkiye'den gelen davalardaki iş yükünün yanı sıra hukukun üstünlüğünün erozyona uğramasıyla ilgili zorlukların altını çizdi. Türkiye'de 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin ardından artan "güvenlik devleti" kavramının, özellikle gazeteciler, insan hakları savunucuları ve siyasetçilerle ilgili davalar olmak üzere Türkiye'den gelen başvurularda artışa neden olduğunu vurguladı. Nalbant sunumunu katılımcılardan gelen soruları yanıtlayarak ve Türkiye bağlamında AİHM'nin işleyişine ilişkin değerli bilgiler sunarak tamamladı.
Çalıştayın son oturumunda eski AİHM yargıcı Dr. Rıza Türmen, AİHM kararlarının uygulanmaması konusunu ele aldı. Türmen, AİHM'in Türkiye için önemini vurgulayarak, ülkedeki tüm sosyal ve siyasi konuların AİHM'in önüne geldiğini ve AİHM kararlarının bu konular üzerinde önemli bir etkisi olduğunu belirtti. Türmen ayrıca, AİHM'nin Türkiye'ye gelecek olan devlet ve hükümet liderlerine bir memorandum yazdığını da paylaştı.