Sürdürülebilir Kent
Sürdürülebilir Kentler için Afet Direncinin Geliştirilmesi
Türkiye 2020 yılından beri afetler ve getirdikleri şartlar ile boğuşuyor. Akla ilk gelen 30 Ekim 2020 İzmir Depremi, 2021 yılı Kovid-19 pandemisi, 2022 yılı sıcak hava dalgaları ve orman yangınları, 2023 yılı 6 Şubat depremleri gibi olaylar yıllar geçtikçe ülkenin ve coğrafyanın çok daha fazlasıyla başa çıkmak zorunda kalacağını işaret ediyor. Bu noktada yalnızca afet sonrasında tartışılan acil durum planlarını değil, afet direnci ve afet risk azaltımı hakkında yapılacak çalışmaların gerekliliği ortaya çıkıyor.
14 Mayıs’ta TESEV tarafından Sürdürülebilir Kentler için Afet Direncinin Geliştirilmesi projesi kapsamında Marmara Belediyeler Birliği Hızırbey Çelebi Salonu’nda gerçekleştirilen Afet Riskinin Azaltılması için Veriye Dayalı Stratejik Planlama etkinliği tam da bu amaçla düzenlendi. Kamu, yerel yönetim, sivil toplum, özel sektör ve akademiden katılımcıların bulunduğu etkinliğin ilk bölümünde konunun uzman isimleri afet riskinin azaltılması için politika belgeleri, veri, bütçe ve iş birlikleri hakkında konuşurken etkinliğin atölye bölümünde katılımcılar afet risk azaltımının stratejik planlara nasıl eklenebileceği hakkında tartışmalar yürüttü.
Afet riskinin azaltılması için uluslararası, ulusal ve yerel çerçeve hakkında konuşan TESEV Proje Yürütücüsü Gizem Fidan, “Afet riskini anlamak ve azaltmak için farklı ölçeklerdeki politika belgelerinin tanımladığı amaç, hedef, gösterge ve bunların takibi için belirlenen verinin incelenmesi” gerektiğini belirtiyor. Marmara Belediyeler Birliği Veri ve Teknoloji Merkezi Direktörü Samet Keskin’e göre afet risk azaltımında verinin önemi, niteliği, kullanımı ve yönetimi kadar veriden üretilecek enformasyon, bilgi ve politika da önemli. Bunun içinse afet türleri, aktörleri, mekanları gibi konularda birincil ve ikincil açık veriye ihtiyaç var. Ancak “kurumların afete yönelik veri yönetimi noktasında kapasiteleri birbirinden farklılık gösterirken bir ortak nokta göze çarpıyor: Yürünecek yol var.”
Kamu Harcamaları İzleme Platformu (KAHİP) Eşsözcüsü Nurhan Yentürk yaptıkları araştırmaya göre “2022 yılında 29 büyükşehir belediyesi ortalama olarak toplam bütçelerinin yaklaşık %3,5’ini afetlerle ilgili hedeflere ayırdığını” söylüyor. Ayrıca yerel yönetimlerin afetlere ayırabildiği bütçe TL olarak merkezi yönetiminkine göre çok daha düşük kalıyor. Bu durum yerel ölçekte ve topluluk liderliğinde afet risk yönetiminin önemini artırıyor. Hayata Destek Derneği Yerelleşme ve Savunuculuk Yöneticisi Serkan Denli’ye göre mikro hibeler ile “afetten etkilenen ve etkilenme riski bulunan bölgelerde yaşayan yerel toplulukların kendi geliştirdikleri önleme ve müdahale eylemlerinin desteklenmesi ve bu sayede afete dayanıklılıklarının güçlendirilmesi” mümkün.
TESEV’in Özgürlük için Freidrich Naumann Vakfı desteğiyle yürüttüğü Sürdürülebilir Kentleri Desteklemek programı kapsamında geliştirilen “Sürdürülebilir Kentler için Afet Direncinin Geliştirilmesi” projesi Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) çerçevesinde afet riskinin azaltılması ve dayanıklılık konularında veriye dayalı stratejik planlamayı destekleyerek şehirlerde demokratik yönetişimi geliştirmeyi amaçlıyor. Proje etkinliğin önemini işaret ettiği konular doğrultusunda yazılacak değerlendirme notu ve diğer yayınlar ile devam edecek.